M.Hacıali ile söyleşi

BasınSöyleşi

Mustafa Hacıali,

“Sağır” kalmasaydı, başaramazdı…

Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu ‘miş’ gibi, özgüvende yoksun iş yapmaya çalışır.

Bu topraklarda, alnının teriyle, dünya çapında, uluslararası rekabet edebilecek iş başaranların sayısı bir elin parmaklarını bulmaz.

Mustafa Hacı Ali, bu sıralamanın başındadır.

Kırnı Piliçleri, dünyanın alanında ilk sıradaki kuruluşu, geçmişi 1928’e uzanan Alman Aviagen, tarafından dünyanın en prestijli tavuk standardı ödüllerinden ROSS 145 ve ROSS 400 ödüllerine layık görüldü.

Ödüle layık görülmesinin nedeni işletmenin parasal olarak elde ettiği karlılık değil.

Hatta dikkat ettim, kriterlerde, “Bilançonuzu inceledik, çok para kazandınız”, yok.

***

Aviagen’nin coğrafi bölgemizdeki Teknik Operasyonlar Müdürü Murat Yakar’ı dinledik.

Hayvan refahına özenin önemine vurgu yaptı.

Tavukların genetiği ile oynanmadığını, doğal seleksiyonla, sağlıklı tavuklarla daha sağlıklı nesillerin nasıl yaratıldığını ve bu sürece uygun, en başarılı, en sağlıklı üretimde Kırnı Piliçleri’nin dünya çapında başarı yakaladığını anlattı.

Kırnı Piliçleri’nin uluslararası ödüle layık görülmesini bir Kıbrıslı Türk olarak çok farklı duygularla takdir ettim. Hani derler ya, “Kıbrıslılar, iş başaramaz”. Tam tersini, rakamlarla, dünya diliyle anlatımda gördüm.

Bunları yazma nedenim de budur.

***

Tavuk, en popüler hayvansal proteinlerden biri. 

Küçük ülkemizde, her bakımdan, Güney Kıbrıs, Türkiye ve komşu öteki ülkelerle yarışabilecek bir marka yaratılmasını, “kıskançlıkla” karalamam. Tam tersi alkışlayarak takdir ederim.

Bir önceki hükümet döneminde, işlenmemiş tavuk eti, ithaline izin verildi.

Bir parti de getirildi. Ama Türkiye’den getirilen marka tavuklar, bizim markamız Kırnı Piliçleriyle rekabet edemedi.

***

Peki bunca öğrenilmiş çaresizlik çabası içinde, Mustafa Hacı Ali, bunu nasıl başardı?

Cevabını şu masalda bulalım…

“Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış.

Bir kurbağa sürüsü de arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Seyirciler arasındaki hiçbir kurbağa yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş:

”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:

”Zavallılar! hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar.

Ama kalan son kurbağa büyük bir gayretle mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;

”Bu işi nasıl başardın?” diye.

O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış! 

Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!..”

*** 

Mustafa Hacı Ali, 1968’de zor koşullarda Kırnı Piliçleriyle endüstriyel tavukçuluk için yola çıktı. 

Zorluklar yaşamadı mı?

Elbette yaşadı. Pes etmedi. Çocuklarıyla da yola devam etti.

Bu topraklarda üretim yaptı, ekmek kapısı yarattı. Bir gün dünya ile rekabet etmek gerekeceğini bildi. 

Uluslararası rekabet için, standardınızın, kalitenizin, laf ola değil, dünya çapında, prestijli kuruluşlarca onaylanması gerekir. ROSS 145 ve ROSS 400 ödülleri, bu bağlamda çok anlamlı ve çok değerlidir.

Mustafa Hacı Ali, olumsuzluk yayanlara, “Sağır” kalmasaydı, bu başarı asla elde edilmezdi.

 

Kaynak : Kıbrıs Noktası

Row of folded newspapers with magazine supplements tucked inside